Son zamanlarda TikTok’ta popüler olan “reddedilme terapisi”, sosyal kaygıyı aşmak ve özgüven artırmak amacıyla yapılan ilginç bir trend haline geldi. Pek çok kişi, alışılmadık derecede küçük reddedilme fırsatları yaratmaya çalışarak, kendilerini sosyal olarak zorlayıp, korkularını yenmeye çalışıyor. Peki, bu gerçekten işe yarıyor mu?
Reddedilme Terapisi Nedir?
Reddedilme terapisi, sosyal kaygıyı azaltmak ve kişilerin daha fazla risk alabilmelerini sağlamak için yapılan bir öz yardım pratiği olarak tanımlanabilir. Terapistler, bunun profesyonel tedavilerin yerini almadığını ancak kişinin küçük adımlarla korkularını aşmasına yardımcı olabileceğini belirtiyorlar. TikTok’ta bu tür videoları görmek mümkün: Birisi bir baristadan bedava kahve isterken, bir diğeri bir mağazanın çalışanlar için ayrılan deposunda bir tur talep ediyor. Bu cesur adımlar, kullanıcıların reddedilme korkularını aşmaya yönelik küçük egzersizler olarak görülüyor.
Terapistler Bu Trendi Nasıl Değerlendiriyor?
Reddedilme terapisi, aslında eski bir kaygı yönetim tekniği olan maruz bırakma terapisiyle bağlantılıdır. Bu terapi türü, bir kişiyi korktuğu şeylerle kontrollü bir şekilde yüzleştirerek, zamanla korkusunun azalmasını hedefler. Sosyal kaygısı olan birinin, küçük sosyal reddedilme durumlarıyla karşılaşarak bu duyguyu normalleştirmesi sağlanabilir. Örneğin, bir yabancıya basit bir soru sormak veya bir restoranda garsona sıradışı bir şey istemek gibi eylemlerle bu süreç başlatılabilir.
Reddedilme Terapisinin Faydaları Var Mı?
Reddedilme hayatın bir parçasıdır ve sosyal kaygıyı aşmak isteyenler için bu terapinin faydalı olabileceği düşünülmektedir. Uzmanlar, küçük reddedilme deneyimlerinin, kişinin korkusunun gerçekliği hakkında daha fazla bilgi edinmesine yardımcı olduğunu söylüyorlar. Zamanla, sürekli olarak “hayır” cevabıyla karşılaşan kişiler, bunun düşündükleri kadar kötü olmadığını fark edebilirler. Bu da daha büyük riskler almalarına ve yeni fırsatları değerlendirmelerine yardımcı olabilir.
Ancak Herkes İçin Uygun Mu?
Bu tür bir terapi bazı insanlar için faydalı olsa da, sosyal kaygısı çok yoğun olan ve etkileşimde bulunma konusunda zorluk çeken kişiler için zararlı olabilir. Dr. Kevin Chapman, bu tür durumların daha ağırlaştırıcı olabileceğini ve bir terapistin rehberliğinde yapılması gerektiğini belirtiyor. Aksi takdirde, kişi bu süreçten daha fazla kaygı ile çıkabilir.
Reddedilme Terapisini Kendi Başınıza Nasıl Uygularsınız?
Eğer reddedilme terapisi ile başlamak istiyorsanız, küçük adımlarla başlamak önemlidir. Aşağıdaki öneriler, süreci daha yönetilebilir hale getirebilir:
- Küçük Başlayın: Kendinizi aşırı tetikleyicilere maruz bırakmak yerine, yönetilebilir bir seviyede küçük reddedilmeler deneyin. Örneğin, bir mağazadaki çalışandan sadece su isteyebilirsiniz.
- Başkalarının Sınırlarına Saygı Gösterin: Başkalarına rahatsızlık vermemek için dikkatli olun. Kimseyi rahatsız etmeden cesaret gösterisi yapmaya çalışın.
- Düşünme Zamanı Ayırın: Reddedildikten sonra, durumla ilgili düşünmek ve süreci değerlendirmek, kaygınızı yönetmeye yardımcı olabilir. Kendinizi bir günlüğe yazarak ya da güvendiğiniz bir arkadaşınıza bu konuda konuşarak rahatlatabilirsiniz.
- Ne Zaman Bırakacağınızı Bilin: Eğer süreç sizi daha fazla kaygılandırıyorsa veya verimli hissettirmiyorsa, duraklamanın hiçbir sakıncası yok. Herkes farklı bir hızda ilerler ve başka destek seçenekleri de bulunabilir.