2024 yılının son günlerinde, NASA‘nın Parker Güneş Sondası, Güneş‘in atmosferine inanılmaz bir hızla girdi ve uzay tarihine geçti. Bu rekor niteliğindeki geçiş, Güneş yüzeyine 6,1 milyon kilometre mesafeden yapıldı, bu mesafe daha önce gerçekleştirilen geçişlerin yedi kat daha yakın bir mesafesini oluşturdu. Parker Güneş Sondası, güneşin taçküre adı verilen dış atmosferine doğru ilerleyerek, dünya üzerindeki hayatı etkileyebilecek Güneş fırtınalarının nasıl oluştuğunu daha iyi anlamayı hedefliyor.
NASA’nın Tarihi Görevi
NASA, Parker Güneş Sondası’nın gerçekleştirdiği bu yakın geçişi 24 Aralık’ta duyurdu, ancak uzay aracı 27 Aralık günü Dünya’ya sinyal göndererek hâlâ çalıştığını bildirecek. Bu tarihi geçiş, insan yapımı herhangi bir nesnenin Güneş’e en yakın yaklaşımı oldu.
Güneş’e Daldı: Saatte 692 Bin Kilometre
Parker Güneş Sondası, görevini gerçekleştirebilmek için, Güneş’in çevresinde 22 kez döndü ve her dönüşünde taçkürenin daha derinlerine inmeyi başardı. Bu sayede, uzayda sürtünmesiz bir ortamda, son derece yüksek hızlara ulaştı. En yakın geçişte, sonda saatte 692 bin kilometre hıza ulaşarak, bugüne kadar yapılmış en hızlı insan yapımı nesne oldu.
Güneş’in Sırlarını Keşfetmek
Görev, Güneş’in davranışlarını anlamak amacıyla tasarlandı. Parker Güneş Sondası, bu kadar yüksek hızlara ulaşabilmek için oldukça sağlam bir ısı kalkanıyla donatıldı. Kalkan, 2,4 metre çapında ve 12 santimetre kalınlığında, yaklaşık 2 bin 500 Fahrenheit dereceye kadar ısınabiliyor. Ancak kalkanın birkaç metre gerisinde, ortam oda sıcaklığında kalıyor ve sondanın aletleri doğru şekilde çalışabiliyor.
Johns Hopkins Uygulamalı Fizik Laboratuvarı’nda astrofizikçi ve görevin proje bilimcisi olan Nour Raouafi, bu geçişi “Philadelphia’dan Washington D.C.’ye bir saniyede gitmek gibi” şeklinde tanımladı. Bu, gerçekten büyüleyici bir hız ve insan yapımı en hızlı nesne olma rekoru taşıyor.
Güneş Patlamaları ve Dünya Üzerindeki Etkileri
Parker Güneş Sondası, Güneş fırtınalarının Dünya üzerindeki etkilerini anlamak için de kritik bir rol oynuyor. Güneş patlamaları, güneş rüzgarları ve taçküre kütle atımları (CME), Dünya’daki enerji şebekeleri ve iletişim sistemleriüzerinde yıkıcı etkiler yaratabiliyor. Özellikle uzaydaki astronotlar için de ciddi tehditler oluşturabiliyor. Bu tür olayları daha iyi anlayabilmek için yapılan araştırmalar, NASA‘nın Ay’a ve ötesine gerçekleştireceği görevlerde astronotlarıkoruma açısından büyük önem taşıyor.
Raouafi, CME’lerin nasıl hızlandığını ve bu süreçte ortaya çıkan güneş rüzgarlarının Dünya’ya ulaşma süresini etkileyebileceğini belirtti. Ayrıca, bu tür olaylar, elektrik şebekelerinde ve iletişim hatlarında kesintilere yol açabiliyor. 1989’da Kanada’daki Quebec’te yaşanan bir güneş patlaması sonucu milyonlarca kişi elektriksiz kaldı.
Gelecek Keşifler
Parker Güneş Sondası’nın bu keşfi, bilim insanları için büyük bir adım. Gelecekte yapılacak Mart ve Haziran 2025’teki geçişlerle, Güneş’in taçkürenin daha derin bölgeleri keşfedilecek. Raouafi, bu keşiflerin daha şaşırtıcı ve bilinmeyen bilgiler sunmasını beklediklerini ifade etti.